Karıştırdıkça Yakınlaşılır

100 yaşındaki iç tasarımcı, moda ikonu ve süpermodel Iris Apfel’in, yakın geçmişte gerçekleşen bir röportajda, moda ve stil üzerine söyledikleri bir anda viral oldu ve herkes dönüp aynada kendine bir baktı. Ne dedi Apfel:

‘Stil sahibi olmak ve modaya uygun olmak tamamen farklı iki şeydir. Modaya giden yol için para, stil sahibi olmak içinse özgünlük ve cesarete ihtiyacınız vardır. Çünkü stil, DNA’nızdadır.’ 

Ünlü ikonun bu üç cümlesinden kocaman bir yol haritası çıkarmak mümkün. Ama biz yine de anafikre odaklanalım: Modanın, trendlerin ve popüler akımların söylediklerini dikkatlice dinleyerek gündemi yakalayabilirsiniz, hatta hepsini satın da alabilirsiniz, ama stil sahibi olmak istiyorsanız, bunlardan arınarak kendi yolunuzu, çizginizi, parmak izinizi yaratmalısınız.

Bunu da sadece gardrobunuzla değil, evinizden yiyecek alışkanlıklarınıza kadar, günlük yaşamın her alanında uygulamalısınız. İşte gerçek stil adımları!

Elbette burada ‘cesaret’ kelimesinin altını iyice çizmek gerekiyor çünkü bir stil oluşturmanın cesaretle anlamlandığı yerde, ‘hazır akım’ları uygulamak değil, ‘buram buram yaratıcılık’ isteyen, ‘farklılaşma’ isteyen, ‘yeni yorumlar’ isteyen bir bakış açısı bekleniyor. Bu da elbette birbirinden farklı disiplinleri birleştirebilmekle, sentezleyebilmekle, buluşturabilmekle mümkün oluyor. İşte bu bir yetenek ve buna ‘mix’n match’ diyoruz. Kısacası farklı uçları bir araya getirip yeni bir kompozisyon yaratabilme becerisi.

Dekorasyonda stilleri karıştırarak mix’n match kurgular yaratmak, çok da yeni bir kavram değil; hele de pek çok dekorasyon akımının, iki eski dönem ekolünün karışımından doğduğunu düşünürsek… Bugün kalıcılığını koruyan pek çok dekorasyon stili, farklı ilham kodlarının, farklı malzemelerin, farklı formların aynı çatı altında buluşması ve birbiriyle yepyeni bir dil oluşturup, muazzam bir uyum sergilemesi ile ortaya çıkmıştır. Böyle sentezler elbette ki risk taşır, elbette ki cesaret ister. Tutarlılık, istikrar ve statükodan sıyrıldığınız anda, bilinmeyen sulara girmiş olursunuz ama devrim de böyle bir şey değil midir zaten?