İtalya'dan İlham Alan Yüzeyler

Yüzyıllar boyunca, Roma İmparatorluğu gibi pek çok uygarlığa yurt olan İtalya'yı, ikinci dünya savaşına kadar bir tarım toplumu olarak bilmekteyiz. Bugün Avrupa'nın ve dünyanın en büyük ekonomik toplulukları arasında ilk 10'a giren İtalya'nın "tasarım ve üretim" odaklı güçlü ekonomik yapısı ise savaş sonrasındaki sanayi devrimleri ile, aile şirketlerinin geleceğe aktardığı deneyimlerle, küçük ve orta ölçekli firmaların farklı sektörlere yoğunlaşmasıyla ortaya çıkıyor.

Otomotivden modaya, mobilyadan beyaz eşyaya uzanan geniş üretim ağı sahibi olan İtalya, günümüzde sadece bir Avrupa ülkesi olarak değil, bilgi birikimi, teknolojik yatırım öncülüğü, yenilikçilik ve zanaat kalitesi gibi farklı disiplinlerin bir araya geldiği, prestijli bir küresel marka olarak biliniyor.

İtalya'yı bu kadar özel kılan noktalardan biri ise, coğrafi nitelikleri. Turizm gelirlerinin de ülke ekonomisinde önemli bir paya sahip olduğunu düşünürsek, İtalya'nın sanayileşme ve lokali koruma konusunda nasıl bir denge örneği olduğunu da kabul edebiliriz. Kısacası, Monte Napoleone'deki mağazalardan pahalı alışverişler yapmakla, San Gimignano köyünde basit bir espresso içerek yaşamdan kopmanın verdiği hazzın hedef kitleleri farklı olsa bile, tüm dünya insanlarının hayallerini yine aynı İtalya süslüyor.

Kabul etmek gerekir ki, İtalyanların ince bir zevkleri var. Yemeklerden, giysilere, arabalardan mücevherlere kadar uzanan her üründe, İtalyanlar bir şekilde dünyayı etkilemeyi ve farklarını ortaya koymayı başarıyorlar. Tasarımın önemini yüzyıllar önce farketmiş, onu Rönesanstan bu yana, ortak yaşamın ve kültürün odak noktasına koymuş İtalya'nın kalitedeki üstünlüğü ise, aile firmalarının deneyimlerini bir sonraki kuşağa aktararak marka değerini ilerletmesi.

İtalyan ev dekorasyonunu yöneten 3 karakteristik özellik:

1. Geçmiş ve geleceği birleştirebilmek: İtalyan stili ev yaşamının en önemli kuralı, eski mimariyi, zengin tarihi kabuğu korumaktır. Binaları eski ve bakımlıdır ama içeride modern ve fonksiyon odaklı bir dekorasyon görürsünüz. Bu kural, İtalyan tasarım anlayışının da omurgasını oluşturur. Üretim kalitesinde geleneksel disiplinleri korumak ama inovatif dokunuşlarla ürünü geleceğin parçası kılabilmek.

3. Yaşayan mutfaklar: İtalyan kültüründe gastronomi nasıl önemli bir başlık ise, yemeği hep birlikte hazırlayıp, yine mutfakta hep birlikte yemek de o kadar önemlidir. Evin kalbi, en önemli buluşma ve sosyalleşme alanı olarak kabul edilen mutfak, belki de bu yüzden İtalyan tasarımının en çok kafa yorduğu ve öncü olduğu alan olmuştur.

Doğal özellikleriyle tasarıma ilham veren İtalya

İtalya, hem tarihi yapılarıyla, hem coğrafik zenginlikleriyle tam bir ilham serüveni gibi. Freskolarla süslenmiş geniş tavanların, antikalar ve çağdaş tasarımları aynı anda kucaklayan mermer zeminlerin ve aile tablolarının yer aldığı palazzo'larından, uçsuz bucaksız şarap bağlarının ardına inşa edilmiş, yığma taşın serinleten kabuğunda kocaman bir mutfak saklayan, sırt sırta vermiş çiftlik evlerine kadar her binası ayrı bir ilham kaynağı.

Günümüzde, İtalyan stiline referans veren bir yaşam mekanı oluşturmak isteyenlere yönelik pek çok ürün var. En çabuk akla gelenleri elbette ki mobilyalar. Ancak doğru bir mekan duygusu için önce kabuğu iyi kurgulamak gerek. Burada da yine karşımıza zemin ve duvar dokuları ile İtalyan tılsımını birleştirmek gelmeli.

Örneğin, Çanakkale Seramik'in en yeni koleksiyonlarından biri olan Roma, adından da anlaşılabileceği gibi, ilhamını Roma'nın unutulmaz kaldırımlarından alan bir model. Özellikle dış mekanlar için önerilen Roma serisi ile, İtalyan cafe'lerinin o şık, rahat ve cool atmosferlerini yakalamak mümkün.

Öte yandan İtalya'nın meşhur Carrara dağlarındaki taş ocaklarından çıkan ve nadide bir tür olan Calacatta mermerini tüm güzelliğiyle duvar karolarına yansıtan Sandra ve Calacatta serileri de yine Çanakkale Seramik'in banyolara ve iç mekanlara birer armağanı.

Kalebodur ailesine ait Val di Susa, yine ilham kaynağı olarak İtalya'yı referans alan bir ürün serisi. Piyomente bölgesindeki ünlü Susa vadisinin kaya yüzeylerini ansıtan dokusunu porselen karoya yansıtan Val di Susa koleksiyonu, beyaz, bej ve koyu gri gibi nötr tonlarda üretilmekte ve sadece ev değil, otel, ofis, kafe ve restoran gibi sosyal alanlarda da sıklıkla tercih edilmekte.