Hijyenin Buluşma Noktası Banyolar

Acaba hangimiz günün birinde "hijyen" konusunun dünya gündemini belirleyecek kadar önemli olacağını, "temiz olmak ve temiz tutmak" eylemlerinin trend listesinin başına yerleşeceğini, bir sabun kalıbının hayati önem taşıyacağını bilebilirdik ki? Zaman hepimizi şaşırtmaya devam ediyor, dünya da kendini ve üzerinde yaşayanların sağlığını koruyacak düzenler yaratmaya davet ediyor. İşte tüm yönleri ve yeni alışkanlık rutinleriyle evlerimizde, özellikle de banyolarımızdaki "hijyen, dezenfektasyon ve temizlik" dünyası.

Eski normalde, yaşam alanlarının hijyenine yüksek seviyede dikkat edenler, birbirleriyle kimsenin anlayamadığı bir ortak lisana sahiptiler: Tıpkı bir kulübün üyeleri gibi... Sohbetlerinin bile bir bölümü hangi ürünü, nerede, ne sıklıkta kullandıkları ve ritüelleri üzerine kurulabilirdi ve tüm bildiklerini birbirleriyle ateşli bir hikayeyi anlatır gibi tutkuyla paylaşırlardı. En azından pandemiye kadar durum, bu kadar gizemli ve egzantrikti. Son günlerde ise bu kulüp milyonlarca üye kazandı çünkü hijyen başlığı herkesin hayatında ve dünya gündeminde baş köşeye yerleşti. Artık televizyonlardaki ana haber bültenleri dahi "hijyen" ile başlıyor, "hijyen" ile kapanıyor. Nereye baksak, "doğru hijyen" uygulamaları ile uyarılar görüyoruz. Çünkü bu konu, yaşam kadar önemli oldu ve Maslow'un ihtiyaç hiyerarşisi kuramında 4 numaradan taşınıp, liste başına yerleşti.

Son yıllarda, sert temizleyicilerin çevre ve insan vücudu üzerindeki etkilerinden endişe duyan toplumlar, "yeşil, çevre dostu, toksik olmayan veya doğal" tanımları/sertifikaları bulunan ürünleri arar oldular. Bu endişemizde haksız değiliz çünkü bazı temizlik ürünlerindeki kimyasallar göz, cilt veya solunum tahrişine neden olabiliyor. Dolayısıyla yeşil alternatiflerin güvenli ve etkili kanatlarını istiyoruz. ABD Çevre Koruma Kurumu (EPA)'nın hazırladığı bir listeye göre, test edilmiş ve virüs öldürmede etkili dezenfektanlar bulunuyor ve bu ürünler ağartıcı, izopropil alkol, kuaterner amonyum bileşikleri (veya kuatlar) ve diğerleriyle yapılan ürünleri içeriyor. Ancak bu listede çok az "yeşil" temizleyicinin olduğunu belirtelim. Bunun nedeni ise, bir ürünün, konu virüs olduğunda mutlaka ona uygun testlerle denenmesi ve yeterlilik sertifikalarıyla donanmış olması; yani belirgin protollerden geçmesi gerekiyor. Henüz bu çalışmalar dünya genelindeki pek çok "yeşil dezenfektan" ürünü üzerinde sürmekte. Aslında bazı araştırmalara göre, narenciye ve lavantadan elde edilen uçucu yağların antibakteriyel ve antiviral özelliklere sahip olduğunu görmekteyiz ancak bu özelliğin virüslere karşı etkili olup olmadığı henüz bilinmiyor. EPA, virüs öldürebilecek ürünler listesine yeşil temizleyiciler ekleyene kadar, onaylanmış, geleneksel dezenfektanlara bağlı kalmayı söylüyor.

Sadece doğru temizlik kuralları yeterli

Şunu altını önemle çizelim: Her yeri, günlük olarak ve saplantılı bir şekilde dezenfekte etmeye gerek yok. Rutin bir temizlik düzeni kurabilmek, oldukça yeterli. Özellikle banyolardaki hijyen için, etiketlerdeki talimatları izleyerek kendi sisteminizi kurabilir ve tehlikeden uzaklaşabilirsiniz. İnsan sağlığı üzerindeki etkileri açısından test edilmiş ve astım, tahriş, hormonal bozulma veya kanserojen etkilere neden olma riski daha düşük olan ürünlerle, rutin temizlik düzeninizi oluşturabilirsiniz.

Yüzey temizleme sırasında kullandığımız paspas suyu ise düzenli aralıkla yenilenmediğinde mikroorganizma bulaşmasına sebep olur. Bu nedenle temizlik esnasında su, en geç saatte bir değiştirilmeli.

Kişisel temizlikte ise en iyi savunma hattı için klasik sabunların yeterli olduğu ve ellerimizi sık sık en az 20-30 saniye sabun ve suyla yıkamamız gerektiği söyleniyor. Evet bunu her an duyuyorsunuz ama emin olun, doğru. (Su-sabun rutinini çocuklarda bir alışkanlığa dönüştürebilmenin en güzel ve keyifli yolu, bir el yıkama şarkısı bulmak.) Burada suyun sıcaklığının nasıl olması gerektiği, belki de en çok merak edilen noktalardan biri. Açıklayalım: Sabun kullandığınız ve ellerinizi doğru şekilde yıkadığınız sürece, soğuk su ve sıcak su ellerinizden mikropları ve virüsleri yok etmede eşit derecede etkili, yani farketmiyor.

Temizlik sever banyo: Kale Banyo SmartHijyen teknolojisi

Elinizden geleni yapacağanıza inancımız tam, üstelik de herkesin eldivenleri ve temiz bezleriyle kapıda hazır beklediği günlerden geçerken! Ancak kullanıcı kadar üreticiye düşen hijyen sorumlulukları da var. Yani konu banyo ise, hijyeni odak almış ve onunla dost teknolojiler geliştirmiş üreticileri biraz daha yakından tanımak ve onlara yönelebilmek gerekiyor. İşte Kale'nin "SmartHijyen" teknolojisi, tam da bu bahsettiğimiz başlığın altında yer almakta. Tüm ürünlerine Çevresel Ürün Deklarasyonu (EPD) alan Kaleseramik, ferah, çevreci çözümlerle donatılmış, daha az su ve daha az enerji harcanan, yarınlara daha iyi bir dünya bırakma misyonu üstlenmiş ve bunu başarmış banyolar için yeni bir tasarım felsefesi ve bu felsefeye uyumlu tasarımlar sunuyor tüketicilere. Klozet, lavabo, pisuvar, klozet kapağı gibi vitrifiye ürünlerini "SmartHijyen" özelliği ile üreten marka, ürünlerini bağımsız laboratuvarlarda yapılan testlerden geçiriyor. Bu testlerin sonucunda, yeni bakterilerin oluşumunu engelleyen ve var olan bakterilerin hücre yapısını bozarak yok eden "SmartHijyen" felsefesinin doğruluğu da kanıtlanmış oluyor. Nedir bu "SmartHijyen" derseniz, Kale Banyo ürünlerinin sağladığı antibakteriyel özelliğini, ilk günkü gibi koruyan bir kalkan olduğunu söyleyebiliriz. İçeriğinde bulunan nano boyuttaki gümüş iyon, mikropların hücre duvarlarına zarar vererek, DNA ve RNA yapılarını bozuyor. Kullanılan nano gümüş iyonları, ürünlerin üzerinde bulunan bakterilerin çoğalmasına engel olurken, mevcut bakterileri de yok ediyor.

Kale Banyo'nun "Smart" felsefesiyle banyolara kazandırdığı pek çok ürün bulunmakta: SmartYıkama Klozet, SenseSmart Pisuvar, AquaSmart Pisuvar, SmartEdge, SmartColor ve SmartYüzey’den oluşan çevre dostu “Smart Ürün Ailesi” ile artık hem kendi hem üzerinde yaşadığımız bu güzelim dünyanın sağlığına yakışan banyolara sahibiz. 

Bakterilerin en sevdiği duş bölgesi, küvetler, lavabo, banyo yüzeyleri ve klozetlerin temizliği için doğal formüller

Temizlik sırasında kullandığımız malzemeler ile ilgili doğru bilinen bir yanlış var: Bizler karbonat ve sirke gibi ürünleri doğal biliriz ama aslında onlar da birer kimyasal. Ancak bu ürünler, tıpkı limon gibi doğada çözünebilen ürünler. Yani ağır kimyasallar gibi atık borularından ve kanalizasyon sisteminden akıp, çözünmeden denizlere kadar ulaşıp, ciddi doğal kirliliklere neden olmuyorlar. Havaya ve toprağa karışabiliyorlar. Bu nedenlerle evde hazırlayacağımız karışımlarla, hem hem kendimizin ve ailemizin sağlığını hem de ekolojik dengeyi koruyabiliriz.

Lavabolar için doğal formülünüz:

• 1 su bardağı boraks
• Yarım su bardağı karbonat
• Yarım su bardağı boraks
• 10 damla kadar lavanta, limon, melisa veya portakal yağı

Malzemelerinizi bir kase içinde karıştırın. Nemli bir süngere hafifçe dökerek lavabonuzu ovun. En son olarak sıcak su ile iyice durulayın. Bataryalarda oluşan kireç kalıntılarından kurtulmak içinse, lekeleri limon ile ovalayabileceğinizi ekleyelim. Yarım saat kadar beklettikten sonra suyla durulayabilirsiniz.

Batarya ve armatür temizliği için önereceğimiz başka bir formül ise doğrudan karbonat kullanımı istiyor: Eski bir diş fırçasını suyla nemlendirdikten sonra karbonata batırıp, metal yüzeyi fırçalayın. Ardından, bir kaba koyduğunuz sirkeyi batarya ucuna iyice yaklaştırarak, sirkeyle temas etmesini sağlayın. Son olarak sadece nemli bir bezle silmeniz yeterli olacak.